DİĞER
" Olay Mahalli sergisi doğal ve kültürel tahribatın boyutları hakkında düşünmeye ve eyleme geçmeye davet ediyor bizi. Hem Germen hem de Boran kontrol teknolojilerinin söylemsel taraflarına işaret ediyorlar. Her ne kadar teknolojik iktidar bu söylemi işletmeye, sızdırmaya çalışsa da, yaşamın kontrol edilemezliğini de akıl da tutmak gerek."
Tuz Zamanı: Arzu, libido, bilinç dışı, kriz, kurban, tanıklık, trajedi ve felaket gibi büyük kavramları küçültüp cebine yerleştirmektense, büyütüp yüzünüze çarpan bir huzursuz estetik anlatı
Evsizleşme sadece fiziksel değil, ontolojik bir harekettir, tam da o yüzden cazip, tehlikeli ve felsefî bir hareketttir. Edebiyatta yola çıkan, evden kaçan, evi inkâr eden karakterlerin cazibesinin nedeni de budur herhalde
Latife Tekin'in okura “gör dediği” bir şey var, bir politik ajandası: ve bir de bunu gösterme biçimi var, anlatı politikası
Türkçe edebiyatta müziği “performatif bir edebî araç” olarak kullananların başında Sevim Burak geliyor. Sevim Burak'ın bütün edebî projesi mevcut (majör) dili aşınıdırıp, onun yerine başka (minör) bir dil yaratmakla ilgili...
Bu kuşağın edebiyatçıları Beyoğlu'nun çeşitli mekânlarını, barlarını, meyhanelerini, toplanma yerlerini, bu bohem ve politik havayı neden yazmazlar? Beyoğlu'nun son yıllardaki hikâyesini kim, nasıl yazacak?
Edebiyatta şeytan denilen şey belki de ayrıntıda değil, negativitede gizlidir. Ele geçirilemez bir karşı-ses olarak konuşmasında, kendi manifestosunu yazmak yerine vur-kaç cümlelerle diğer manifestoları bozup, sahneyi terk etmesinde
Dirmit’in kendi uyumsuzluğuna sahip çıkmak, bir anlamda özgürleşmek için mücadele ederken karşısına dikilen en aşılmaz engellerden birinin de abisi Seyit olması “kardeşler” mevzusu için manidar...
Edebiyatta inşayı değil, yıkımı ve öz-yıkımı arayan karakterlerin felsefî sarsıcılığı ve perişan cazibesinin nedeni şudur: İyi olarak sunulan ne varsa yıkılır, kimlik olarak sunulan ne varsa bozguna uğratılır...
Koç Üniversitesi Yayınları'nın yeni başlattığı "Tuhaf Etki" dizisi devam ederse, belki, ileride anılabilecek yeni bir edebî damar için bir vesile olabilir
Kuşlar Yasına Gider’de Toptaş sadece “kelimeleri” değil, dilin kendisini yutmuş gibi duruyor. Zira karşımızda dille neredeyse hiç meşgul olmayan, dili sadece bir hikâye aktarımı aracına indirgemiş bir roman var
Melih Cevdey Anday'ın Gizli Emir romanı, mevcut ‘olağanüstü’ hali daha geniş bir çerçeveden kavramak için faydalı olacaktır...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık